CONTACT US TR | EN

Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Topçuoğlu, gençlere seslendi

  • 05.03.2018

Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Topçuoğlu, gençlere seslendi:

 

"Mücadeleci olun, risk alın"

 

Türkiye'nin en büyük 70. sanayi kuruluşu olan Gülsan'ın Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu, üniversite öğrencilerine Gülsan'ın başarı hikâyesini anlattı ve iş hayatında başarıya götürecek tavsiyelerde bulundu. Topçuoğlu, "Mücadeleci olun. Risk alın. İyi eğitim alın ama hayatın da içinde olun. İşinizde mutlaka fark yaratın ve işiniz tutkunuz olsun. Türkiye'nin çalışkan, yaratıcı,  ülkesini seven vatansever gençlere ihtiyacı var" dedi.

 

Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu, Gaziantep Üniversitesi'nde düzenlenen 3. Kariyer Zirvesi'nde üniversite öğrencileri ile buluştu. Topçuoğlu, GAÜN Mavera Salonu'nda düzenlenen zirvede, üniversiteli gençlere temelleri 1940'lı yıllarda atılan Gülsan Holding'in başarı hikâyesini anlattı. Konuşmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerine sınır ötesindeki Zeytin Dalı harekâtında başarılar dileyerek başlayan Mustafa Topçuoğlu, Gülsan Holding'in temellerinin 1940'lı yılların başında Kilis'te dedesi Mustafa Hilmi Topçuoğlu'nun bir kamyonun dörtte birine ortak olmasıyla atıldığını söyledi. Kazandığını sürekli işine yatıran Mustafa Hilmi Topçuoğlu'nun, benzin istasyonu, traktör ve yedek parça ticareti ile işlerini büyüttüğünü ve 1967 yılında Gaziantep'te de bir mağaza açtıklarını söyleyen Topçuoğlu, şöyle devam etti:

 

Risk Almasak Başaramayacaktık

 

"Temelleri dedem attı ama sırasıyla babam Ali Topçuoğlu, rahmetli amcam Naci Topçuoğlu ve küçük amcam Vedat Topçuoğlu, sonra da ben çalışma çağımız gelince işe dahil olduk. Topçuoğlu Ailesi'nin sanayicilikle tanışması ise 1976 yılında Organize Sanayi Bölgesi'ndeki sünger yatak fabrikasının satın alınması ile başladı. Sünger yatak imalatı bölgesel bir iş olduğu için 1984 yılında sentetik çuval imalatına başladık. Ben de o dönemde iş hayatına atıldım. Çuval sektörüne önemli yenilikler kazandırdık. Yurt dışına açılma ihtiyacı da doğdu ve Irak'ta bir gübre fabrikasının açtığı çuval ihalesine katıldık. İhaleye katılmak için önce uçakla Ürdün'e gittim. Orada bir taksi kiraladım ve 1300 kilometre yol giderek ihalenin yapılacağı Basra şehrine vardım. Irak ve İran arasındaki savaş yıllarıydı. Fabrika savaş bölgesinde olduğu için benden başka ihaleye giren yoktu. Öğleden sonra oraya varmıştım. Geceyi bir sığınakta silah seslerini duyarak geçirdim. Ertesi gün yine silah sesleri ile uyandık. İhalenin yapıldığı salona gittim. Teklifimizi verdik. Torbalar denendi ve ihale bizde kaldı. 3 Milyon 260 bin dolarlık bir ihale idi. Biz uzun yıllar Irak'a mal verdik. Yani o gün savaşın ortasındaki fabrikaya gitmesek, risk almasak, mücadele etmesek belki de bugünkü başarının başlangıcını yapamayacaktık. Bugün çuval alanında ürün çeşitliliği olarak Ortadoğu, Türkiye ve Balkanların en büyük fabrikasıyız."

 

Yatırım heyecanımız hep devam etti. 1994 yılında Polipropilen (PP)  halı ipliği üretimine başladık. Bu başarı hikâyesi de sadece Gülsan için değil Gaziantep için de bir dönüm noktası oldu. 1992 yılında Avrupa'daki bir fuarda, polipropilen iplikle tanıştık. İpliği araştırdık ve halıda kullanılmak üzere üretimine karar verdik. Ancak, Gaziantep'teki halıcılar ilk başta ipliği kabullenmedi, istemedi. Bunun üzerine biz bir halı tezgâhını kiralayarak PP iplikle halı üretimi Gaziantep'in toplam halı ihracatı 30 milyon dolardı. Bunun da yüzde 90'ı akrilik, yüzde 10'u yün iplikten yapılan halılardı. Bugün Gaziantep'in halı ihracatı, 1,5 milyar dolar halı ihracat ediyor ve bunun yüzde 90'ı PP iplikle yapılıyor. Burada şunu anlatmak istiyorum; Mücadele edeceğiz, risk alacağız ve yenilikleri takip edeceğiz.

 

1995 Yılından itibaren hijyen fuarlarını takip etmeye başladık. Bebek bezi, hijyenik petlerle ilgili büyüyen bir pazar olduğunu tespit ettik ve 2000 yılında nonwoven kumaş üretimine karar verdik. Bu işleri yaparken doğru teknolojiyi seçmek, kaliteli ürün yapmak, pazarın talebine cevap verecek makine parkına ve insan gücüne sahip olmak çok önemlidir. Bu çerçeve yatırımlarımızı yaptık ve üretime başladık. Bugün nonwoven konusunda Gülsan, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'daki en büyük üç üreticiden birisi. Globalde de en büyük on firmanın birisi. Dünyanın en büyük bebek bezi üreticisi olan P&G dünyanın 35 ülkesinde üretim yapıyor. Biz tüm ülkelerdeki fabrikalara hammadde veriyoruz. Bugün 3 bin kişinin çalıştığı 70. büyük sanayi kuruluşu haline geldik."

 

Gülsan Nasıl Başardı?

 

Topçuoğlu, Gülsan'ın, nasıl 70. büyük sanayi kuruluşu haline geldiğini ise şöyle anlattı: "Önce aile bağlarının güçlü olması gerek. Şirkette bir kurum kültürü olmalı. Herkes kurum kültürü ile hareket etmeli. Güçlü bir ekibiniz olacak ve takım ruhu ile hareket edeceksiniz. Kurumsallaşma çok önemli. Bütün bunları yapsanız bile eğer doğru kalitede üretim yapamazsanız bir anlamı kalmaz. Kalite sistemi, bir şirketin omuriliğidir. Bunları sağlarsanız piyasada sürekli büyürsünüz. Tabi artık rekabet çok fazla. Eski karlar yok. Bu ortamda Ar-Ge ve otomasyona büyük önem vermelisiniz. Endüstri 4,0’a geçmek zorundasınız. Şirket içi eğitimler de bu işin olmazsa olmazıdır. Biz bunları Gaziantep'te başardık. Gaziantep'in katkısı ile başardık. Demek ki bu şehre karşı sorumluluklarımız var. Bu anlamda da Naci Topçuoğlu MYO, İnayet Topçuoğlu Hastanesi, Ali Topçuoğlu Otomotiv Lisesi, Vedat Topçuoğlu Anadolu Lisesi, Mustafa Topçuoğlu Cami ve Ali Topçuoğlu Cami'sini yaptırdık. Paylaşım kültürümüzün bir gereği olarak da çalışanlarımızın üniversitede okuyan çocuklarına burs veriyoruz."

 

İş Hayatında Başarının Sırları

 

Topçuoğlu, üniversite öğrencilerine, iş hayatında başarılı olmalarını sağlayacak şu tavsiyelerde bulundu: "Önce sabırlı olun, çok iş değiştirmeyin. Birinci önceliğiniz ücret olmasın. Kendinize hedef koyun. Detaylara önem verin, uyumlu olun. Yaptığınız işte mutlaka bir fark,  değer yaratın. İşiniz tutkunuz olsun. Bakmakla görmek farklı şeyler,  başarı detaylarda gizlidir. Mesleğinizle ilgili yenilikler ve trendleri takip edin. Mücadele edin,  Kendinize güvenin. Bunun için; işinizi sevmek, tutkulu olmak, başarı odaklı çalışmak ve en önemlisi ekip ruhu oluşturmak ve karşılıklı güven. Hayatın içinde olun, hayatın gerçeklerini öğrenin ,% 50 tarafınız eğitimli %50 sokak çocuğu olun, piyasanın gerçeklerini öğrenin. Mutlaka İngilizceyi çok iyi derecede öğrenin,  işinizde iyi olmak istiyorsanız bu olmazsa olmazdır. Hayatın kendisi mücadeledir asla vazgeçmeyin. Bu ülkenin çalışkan, yaratıcı ülkesini seven vatansever gençlere ihtiyacı var."